Skolastik Düşünce Nedir?
Skolastik düşünce 8. ve 15. yüzyıl arasında etkili olan bir düşünce akımıdır. Latince schola yani okul anlamına gelen sözcükten türemiş olan skolastik düşünce de okul felsefesi anlamına gelmektedir. İsminden de anlaşılabileceği üzere Avrupa’da bulunan üniversitelerin temelini atmış olan bir felsefedir. “Skolastik düşünce nedir?” sorusunu kısaca açıklamak gerekirse, skolastik düşünce bilginin zaten kesin ve bir olduğunu savunur. Dogmatik bir felsefe olan skolastik düşünce, din ile bilgiyi kaynaştırmaya çalışmıştır. Bu yüzden öznel düşünce yapısına kesin olarak karşı çıkmıştır. Kişisel düşünceden çok toplumsal düşünceye önem vermiştir.
Skolastik Düşünce Neden Ortaya Çıkmıştır?
Orta Çağ felsefelerine araştıran insanlar, skolastik düşünceye geldiklerinde akıllarına şu sorular geliyor: Skolastik düşünce nedir?, neden ortaya çıkmıştır? Skolastik düşünce hemen hemen Batı Roma İmparatorluğunun çöküşünün getirdiği kültürel yıkımdan çıkmaya çalışan Avrupa’nın yeni bir toplumsal düzenleme ve canlanma evresinde kurtarıcı bir felsefe olarak ortaya çıkmıştır. Toplumların devasa çöküşler ardından kalkınmalarını sağlayacak motivasyonu bulmalarında inanacakları bir şey lazımdır. Bu durumda da sarıldıkları araç din olmuştur.
Dogmatik bir düşünme biçimi olarak tanınan bu felsefede din her zaman ön planda olan yegâne inanç olmuştur. İnsanlar da doğal olarak evrende olan olayları açıklamak için o olayları Hristiyanlıkla bağdaştırmak zorunda olmuştur. Aslında bir bakıma bu şekilde üniversite reformuna imza atmışlardır. Genel olarak doğada yaşanan olayları farklı bir şekilde bağdaştırma çabaları, 3 tane skolastik döneme ayrılmıştır.
Skolastik Düşüncenin Özellikleri
Her felsefi düşünceyi birbirinden ayıran farklı özellikleri vardır. Evet, böyle bir felsefe var ama Skolastik düşünce nedir?, onu diğer felsefelerden ayıran özellikler nelerdir? Dogmatik bir yönteme sahip olan skolastik düşünce genel olarak şu şekillerde ifade edilebilir:
- Skolastik düşünce aklın yaşadığımız dünyayı açıklama konusunda yetersiz kalacağını düşünür. Bu yüzden inancın bu konuda açıklamasının daha kuvvetli olacağını ve vaz geçilmez olduğunu savunur.
- Dogmatik düşünür. Tek doğru bilgi ve bunun yanında doğru bir sistem vardır. Bu sistem dışındaki açıklamalar kesinlikle kabul edilemez.
- Öznel düşünceyi reddeder. Toplumsal düşünceyi belirlemiştir. Herkesin aynı şeyi doğru kabul etmesi zorunludur. Eğer fikriniz genel doğrudan ayrı bir çizgiye saptıysa yanlış yolda olan sizsiniz.
- Bu anlamda kilise ön plandadır. Dinin çıktığı bir kurum olduğu için bilimsel düşünce ışığında ortaya çıkan tarafsız bilgiye değil bu kuruma güvenmelisiniz. Aksi bir durumun varlığı mümkün değildir.
Skolastik Düşünce Dönemleri
Her felsefi düşünce gibi skolastik düşünce de zamanla farklı açıklamalara evirilmiştir. Yüzyıllar boyu süren farklı açıklama yöntemleri, genel olarak 3 döneme ayrılmıştır. Bu 3 dönem şu şekilde isimlendirilir:
- Erken Dönem Skolastik
- Yükseliş Döneminde Skolastik
- Geç Döneminde Skolastik
Bu dönemlerde skolastik felsefenin belirli bir noktadan ortaya çıkan sorunları farklı özellikleriyle çözmeye yöneldiği görülebilir. Her ne kadar farklı özelliklere sahip olsalar da skolastik düşünce dönemleri genel bir kanıyı kabul etmiştir. Bu genel kanı ise her dönemin Aristotelesçi bir görüş belirlemesidir. Aristoteles’in skolastik düşünceye ilham kaynağı olması şaşırılacak bir şey değildir çünkü bu konuda düşünürleri, daha kesin bir bilgi arayışına yönlendirir.
Erken Dönem Skolastik
Erken dönem skolastik 800 ve 1200’lü yıllar arasında etkili olmuştur. Batı Roma İmparatorluğunun çöküşü ardından ortaya çıkmış olan bu felsefe Avrupa halkına gidecek bir yol göstermiştir. Bu çağın en etkili düşünürleri hiç şüphesiz Johannes Scotus, Anselmus ve Roscelinus’tur. Bu düşünürlerden Johannes Scotus, Orta Çağ düşüncesine mistisizm ve kavram realizmini getirmiştir, “Anlamak için inanıyorum.” düşüncesinde ilerlemiştir.
Yükseliş Döneminde Skolastik
1200’lü yıllardan sonra Arap felsefinde üretilen eserlerin çevrilmesiyle birlikte Batı dünyasında okunmaya başlandı. Arap felsefesinde de görülen skolastik düşüncede de akıl ile inanç arasında bağlantı kurulmaya çalışılmıştır. Bu çeviriler sayesinde Albertus Magnus’un öğrencisi olan Aqionolu Thomas, “Anlama için inanmak” sözü yerine “İnanmak için bilmek” kalıbını koymuştur.
Geç Dönem Skolastik
1300’lü yıllardan sonra etkili olmaya başlayan kiliseye karşı güvensizlik duygusu sonucu dogmatik düşüncelere karşı olan tepki sonucu Rönesans’a kadar giden süreçtir. İlk iki dönemde görülen kavramsal realizm bu dönemde gerilemiştir. Kısacası bu dönemi skolastik düşünceye olan ilginin köreldiği ve bittiği dönem olarak düşünebilirsiniz.
Dilerseniz Merkantilizm Nedir? sorusunu cevaplamış olduğumuz içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.
Skolastik Düşünceden Modern Düşünceye
Skolastik düşüncenin artık eskisi kadar güçlü olmamasının ardından yükselişe geçen modern düşünce aklı ve deneyimi önemsedi. Skolastik düşünce için evrendeki olayları açıklamanın tek yolu inançtır. Ancak modern düşüncede inanç yerine doğa, deney ve gözlem gelmektedir. Modern düşünce için yapılabilecek en kısa tanım, “Skolastik düşünce nedir?” sorusunun cevabının neredeyse tam tersidir.