Sağlık Hakkında Merak Edilen Başlıklar

Merkantilizm Nedir?

Ekonomi, geçmişten günümüze dek sürekli değişip gelişerek günümüzdeki ekonomi modellerinin oluşmasına olanak sağlamıştır. Dünya tarihine bakıldığında pek çok ekonomi teorisinin olduğu kolaylıkla görülebilir. İnsanlığın gelişmesine katkı sağlayan bu teorilerden biri de merkantilizmdir. Peki merkantilizm nedir?

Merkantilizm, uygun bir ticaret dengesi yoluyla kendi kendine yeterliliği destekleyen bir ekonomi teorisidir. Bu politikalar, diğer ülkelerle pozitif bir ticaret dengesi sağlarken zenginlik ve kaynak birikimine öncelik verir. Özetle merkantilizm, ithalatı azaltırken ihracatı artırmaya odaklanan bir tür ekonomik korumacılıktır.

16. yüzyıl Avrupa’sında ortaya çıkan merkantilizm, bugün yerini piyasa ekonomisinin arz ve talep faktörlerinin aldığı, büyük ölçüde eskimiş bir ekonomik teori olarak kabul edilmektedir. “Modern merkantilizm” terimi ise yabancı malların girişini sınırlayan ekonomik politikaları ifade eder.

Merkantilist İdeoloji

Merkantilizm, uluslararası ticareti düzenlemek ve yerel işletmeleri bir ekonomik felsefe olarak savunmak için hükümet müdahalesine dayanır. Yerli şirketler, düzenlemeler yoluyla korunur ve ticaret fazlaları ticari politikalar altında teşvik edilir. Uluslararası ticarette, vergiler ve ithalat kısıtlamaları gibi devlet düzenlemeleri ile uygun bir ticaret dengesi kurulur.

Yurtiçinde merkantilist politikalar, tekeller kurarak ve sermaye tahsis ederek büyümeyi teşvik eder. Bu politikalar, kendi kendine yeterliliği teşvik etmeyi amaçlayan bir tür ekonomik korumacılık olduğu için serbest piyasa ticareti ve küreselleşme ekonomisiyle doğrudan çelişmektedir.

Merkantilizmin Tarihçesi

Merkantilizm, 16. yüzyıl Avrupa’sında ulus-devletin kurulmasıyla ortaya çıktı. Yaygın ekonomik teori, küresel servet miktarının sınırlı olduğunu ve mümkün olduğu kadar çok biriktirmenin ulusun çıkarına olduğunu savunuyordu.

Bu süre zarfında bir ülkenin değerini ise gümüş ve altın rezervleri belirlerdi. İngiltere ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri, zenginliklerini artırmak için ithalatı azaltırken ihracatı artırmaya odaklandı ve bu da olumlu bir ticaret dengesi sağladı.

Merkantilist ülkelerle negatif ticaret dengesi olan ülkelere aradaki fark, gümüş ya da altın olarak geri ödendi. İlk merkantilist ülkeler, pozitif bir ticaret dengesini korumak için daha küçük ülkelerde koloniler kurarak emperyalist stratejiler uyguladı.

Buradaki amaç, daha sonra kendi ülkesinde rafine edilerek bitmiş ürünlere dönüştürülebilecek hammaddeler elde etmekti. Mallar daha sonra kolonilere yeniden satıldı ve erken merkantilist ülkelerin pozitif bir ticaret dengesi yoluyla servet biriktirmelerine izin verildi.

İngiliz Sömürge Merkantilizmi

Ülkede merkantilist politikanın doğrudan ve dolaylı yansımaları İngiliz kolonilerinde derinden hissedilmiştir. Merkantilizmin İngiliz sömürgelerindeki etkisine şu örnekler verilebilir:

  • Kontrollü üretim ve ticaret: Merkantilizm, sömürgeci kurumsal büyümeyi ve özgürlüğü engelleyen ciddi ticaret kısıtlamalarının dayatılmasıyla sonuçlandı.
  • Köle ticaretinin yaygınlaşması: Ticaret; Britanya İmparatorluğu, kolonileri ve dış pazarlar arasında daha üçgen bir hale geldikçe, köle ticareti Amerika da dahil olmak üzere çok sayıda bölgede yaygınlaştı. Koloniler, Afrikalı emperyalistlere rom, pamuk ve diğer malları sağlıyordu. Ancak köleler, şeker ve melas karşılığında Amerika’ya ya da Batı Hint Adaları’na geri gönderildi.
  • Enflasyon ve vergilendirme: Olumlu bir ticaret dengesini korumak için İngiliz hükümeti, ticaretin altın gümüş külçeyle yapılmasını şart koştu. Kolonilerin pazarlarında dolaşacak yeterli külçe olmadığında, bunun yerine kağıt para bastılar. Enflasyon dönemleri ise basılı para biriminin yanlış yönetiminden kaynaklandı. Ayrıca, Birleşik Krallık neredeyse sürekli bir savaş durumunda olduğundan, orduyu ve donanmayı desteklemek için muazzam vergiler gerekiyordu. Vergilendirme ve enflasyonun birleşimi, sömürgeciler arasında büyük bir hoşnutsuzluğa sebep oldu.

Merkantilizm Örnekleri

  1. yüzyıldan 18. Yüzyıla kadar uzanan ekonomik bir ticaret sistemi olan merkantilizm, dünya servetinin statik olduğunu ilkesine dayanmaktadır. Tarih boyunca görülen bazı merkantilizm örnekleri şu şekildedir:
  • 1651 tarihli İngiltere Denizcilik Yasası, yabancı gemilerin kıyı boyunca ticaret yapmasını yasadışı hale getirmiştir.
  • Avrupa’ya yapılan tüm sömürge ihracatı, Avrupa’ya yeniden ihraç edilmeden önce ilk olarak İngiltere’den geçmek zorundadır.
  • Britanya İmparatorluğu döneminde Hindistan’ın yerel işletmelerden satın alması kısıtlanmış ve Hindistan, İngiltere’den tuz almaya zorlanmıştır. Tuz vergisine yönelik protestolar Gandhi’nin liderliğinde yapılan “Tuz Vergisi İsyanı”na yol açmıştır.
  • Devlet, on yedinci yüzyıl Fransa’sında, ekonomi ve emek piyasaları üzerinde katı kuralları olan kontrollü bir ekonomiyi savunmuştur.
  • Büyük Buhran’ın ardından hükümetler, altın standardını terk ederek eş zamanlı olarak para birimlerinin değerini düşürürken ithalatı sınırlamaya çalışmışlardır.
  • Bazıları Çin’i, sanayi üretiminde aşırı arza yol açan sanayi politikaları nedeniyle merkantilizmle suçlamıştır.

Merkantilizm ilkesinin ışığında da pek çok Avrupa ülkesi, ihracatlarını arttırıp ithalatlarını sınırlandırarak dünya servetinden en büyük payı almaya çalışmıştır.

Merkantilizmden Piyasa Ekonomisine

Adam Smith ve David Hume gibi bilim insanları, 18. yüzyılın sonunda merkantilist teorinin faydalarını değerlendirmeye ve tartışmaya başladılar. Bilginler, popüler görüşün aksine zenginliğin sınırlı olmadığını, emeğin verimli tahsisi yoluyla yaratılabileceğini anladılar.

Merkantilist politikalar, karşılaştırmalı üstünlük ve ölçek ekonomileri gibi ticaretin faydalarını da göz ardı etti. Ülkeler, karşılaştırmalı üstünlüğe sahip oldukları ürünlerin imalatında uzmanlaştıklarında, ticaret karşılıklı olarak avantajlı anlaşmalarla sonuçlanabilir. Bu keşfin bir sonucu olarak, arz ve talep dinamiklerinin fiyatlandırma ve üretim yöntemlerini yönlendirdiği piyasa ekonomisi doğdu.

Merkantilist bir ekonomide ithalat kısıtlamaları, müşterilerin daha az ürüne daha yüksek fiyatlarla erişmesi anlamına geliyordu. Tüketiciler, artan rekabet nedeniyle serbest ticaret sisteminde dünyanın dört bir yanından mallara daha düşük maliyetlerden ve daha fazla erişimden yararlanır.

Günümüzde Merkantilizm

Merkantilizm genellikle modası geçmiş bir ekonomi felsefesi olarak görülse de son zamanlarda merkantilist politikalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Günümüzdeki merkantilizm genellikle yerli endüstrileri desteklemek için ithalatı kısıtlayan korumacı politikalara atıfta bulunur. Bu politikalar bazen, neomerkantilizm olarak da adlandırılabilmektedir.

Dilerseniz Melankoli Nedir? sorusunu cevaplamış olduğumuz içeriğimizi de ziyaret edebilirsiniz.

İthalat tarifeleri, yerli sanayi sübvansiyonları, para birimi devalüasyonu ve uluslararası işçi hareketine sınırlamalar, modern merkantilist politikanın örnekleridir. ABD ve Çin arasındaki tarifelerin ve ticaret kısıtlamalarının mevcut artışı da modern merkantilist politikalarla açıklanabilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu