Dünya’dan Haberler

Omurgasız Hayvanlar Nelerdir?

Omurgasızlar adından da anlaşılacağı üzere omurgası olmayan hayvanların genel adıdır. Latince karşılığı invertebrataların yapılarında iskelet bulunmaz. Bunun yerine genellikle vücudun dış kısmını destekleyen ve örten bir dış yapıları vardır. Trichoplax adhaerensten başlayan ‘metazoa’ alemi olarak tanımlanan grup altında incelenirler. Omurgasız hayvanlarda genellikle açık dolaşım sistemi bulunmaktadır. Bu sistemde; kılcal damarlar bulunmaz, vücut boşluğunda kanda madde değişimi görülmektedir ve bunlara sinüs boşluğu denmektedir. Solunum pigmentleri bulunmayan omurgasızların kan akışı da yavaştır. Vücutlarında kıkırdak dahi bulunma ve sinir sitemi bulunan türlerde sinirler karın bölümündedir. Bizlerin de karşılaştığı, hatta bazen sevdiği milyarlarca üyesi bulunan omurgasız hayvanlar nelerdir?, ne gibi özellikleri vardır, birlikte inceleyelim.

Omurgasız Hayvanlar Hangileridir?

Omurgasızlar hayvanlar Parazoa ve Eumetazoa olarak üzere iki alt sınıftan oluşurlar. Denizanası, midye, yengeç, ahtapot, solucan, sinek, kelebek, örümcek ve çekirgeler en sık karşılaştığımız omurgasız hayvanlardır. Başlıca 6 grup olarak ele alınırlar:

  • Süngerler
  • Sölenterler
  • Solucanlar
  • Yumuşakçalar
  • Eklembacaklılar
  • Derisi Dikenliler

Süngerler

Suda yaşayan süngerlerin kalsiyum karbonattan oluşan iğnemsi bir iç iskeletleri bulunmaktadır. Organ, doku gibi yapıları mevcut değildir. Eşeyli ve eşeysiz olarak üreyebilirler. Süngerlerin bilimsel adı poriferadır. Dünya üzerindeki yayılımı oldukça yoğun olmakla birlikte tam olarak miktarı bilinmemektedir. Kalkerli, azgın, cam, kabuksuz gibi türleri ve henüz tanımlanmamış aile üyeleri vardır.

Sölenterler

Denizler ve tatlı sularda yaşayan sölenterlerin tek sindirim açıklıkları hem ağız hem de anüs görevi görmektedir. Suyu ve gaz atıklarını ise difüzyonla vücut yüzeyinden atarlar. Sinirsel özellikler ve dokulaşma mevcuttur. Mercanlar, hidralar, denizşakayığı ve denizanaları birer sölenter örneğidir.

Solucanlar

Sindirim açıklıkları tek olan solucanların basit bir sinir sistemleri bulunur. Parazit yaşarlar ve hermafrodit özelliklere sahiptirler. Nefredium adı verilen boşaltım organları ile fazla suyu dışarı atarak dengeyi sağlarlar. Hidrostatik bir iskeletleri vardır. Yuvarlak, yassı ve halkalı olmak üzere üç grupta incelenirler. Toprakta, suda yaşayan çeşitli boyutlarda örnekleri olduğu gibi insan ve hayvan vücuduna yerleşen parazit solucanlar da bulunmaktadır.

Yumuşakçalar

Eşeyli çoğalabilen yumuşakçaların hidrostatik iskeletleri bulunur. Vücutlarının al kısmı da çizgili kastan meydana gelmektedir. Vücut yüzeyleri çok yumuşak olduğundan özellikle karada yaşayanlar kalsiyum karbonat vasıtası ile bir arada durabilir. Manto boşlukları bulunan yumuşakçaların suda yaşayan türleri suyu vakumlama özelliğine sahiptir. Mürekkepbalığı, ahtapot, midye, salyangoz ve kitonlar birer yumuşakçadır.

Eklembacaklılar

Bu hayvandan sonra omurgasızların vücudu; baş, gövde ve üyeler olmak üzere üç bölümde incelenir. Açık kan dolaşımına sahip eklembacaklıların dış iskeletleri kitinden oluşmaktadır. Trake solunumu yaparlar ve boşaltım organları olan malpigi tüplerinin iki ucu bulunur. Çiyan, kırkayak, dev arı, sinek, kelebek, çekirge, örümcek, kene, akrep, ıstakoz, karides ve yengeçler en sık karşılaştığımız eklembacaklılardır.

Derisi Dikenliler

Derisi dikenliler grubuna ait hayvanlar suda yaşarlar ve vücutları sert bir tabaka ile kaplıdır. Eşeyli ya da eşeysiz üreyebilirler. Açık kan dolaşımına sahiptirler. Deniz hıyarı, deniz zambağı, deniz kestanesi ve denizyıldızları birer derisi dikenlidir.

Omurgasız Hayvanların Özellikleri Nelerdir?

Günümüzde tahmini olarak bir milyon kadar hayvan türü olduğu bilinmektedir. Bu hayvanların %95’ini de omurgasızlar oluşturmaktadır. Omurgasızlar içinde en kalabalık tür ise böceklerdir. Mercan ve deniz süngerleri dışında tüm omurgasızların hareket kabiliyeti bulunmaktadır. Çok küçük boyutta omurgasızlar olabileceği gibi devasa boyutlara ulaşan türleri de mevcuttur. Görünümleri itibarı ile çokça farklılık gösterebilirler.

Tatlı suda, denizde ve karada yaşayan ya da uçabilen çeşitleri farklı solunum, boşaltım ve üreme yöntemleri kullanabilir. Kabuklu türlerin kabukları kitin, keratin ya da kireçten meydana gelmiş olabilir. Pek çoğunda sistemi ayakta tutacak primitif bir iskelet yapısı olabilir. Diğer canlılar gibi hücre duvarları bulunmamaktadır. Çevrelerinden ısı alarak vücut ısılarını artırırlar. Bilinen pek çok omurgasız hayvan metamorfoz olarak bilinen bir dönüşümden geçer ve büyüme sürecinde farklı biçimlere girebilir.

Omurgasız Hayvanlarda Üreme Nasıl Olur?

Omurgasızlarda en sık üreme yöntemi yumurtlamadır. Bazı böcek türleri, örümcekler ve solucanlar yumurtadan çıktıklarında da yetişkine benzerler. Türe göre eşeyli üreme sıklıkla görülse de tipik olarak cinsel üreme de görülmektedir.

Örneğin süngerlerde üreme organı mevcut değildir. Hücreler bölünerek gametleri oluşturur. Eklembacaklıların ise hemen hepsi eşeyli üreme ile çoğalırlar. Bazı solucan türleri ise kendi kendini dölleyerek çoğalmaktadır. Toprak solucanları ise ancak çiftleşme ile üreyebilir. İstiridyelerde bulunan dişi ve erkek organlar ise farklı zamanlarda olgunlaşır ve yabancı döllenme ile çoğalırlar.

Dilerseniz Nesli tükenmekte olan hayvanları incelediğimiz içeriğimizi de okuyabilirsiniz.

Ekolojik öneme sahip olan her canlı gibi bu büyük omurgasız hayvanlar alemi de doğanın muhteşem dengesi içinde önemli rollere sahiptir. Herhangi bir türün nüfusça çok artması ya da azalması dünyanın dengesini tahminlerimizden çok daha fazla sarsacağından omurgasız canlıların da korunması ve doğal yaşam alanlarının tahrip edilmemesi için elimizden gelen çabayı göstermemiz gerekmektedir. Omurgasız hayvanlar nelerdir? sorusuna değindiğimiz içeriğimiz bu şekildeydi.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu