Rönesans Nedir?
Rönesans nedir? Sorusunun cevabını daha iyi kavrayabilmek için öncelikle kelime anlamına bakmak yararlı olacaktır. Rönesans, Fransızca bir kelimedir ve “yeniden doğuş” anlamı taşır. Rönesans aslında bir dönemi tabir etmektedir. Orta Çağ’dan sonra meydana gelen ve Avrupa’nın tamamını etkileyen bir dönemdir. Bugünkü Avrupa’yı anlamak için de Rönesans’ı iyi analiz etmek gerekir. Rönesans ile birlikte Avrupa’da ciddi reformlara gidilmiştir. Politika, sanat, bilim, mimari ve eğitim gibi birçok alan Rönesans ile birlikte oldukça farklı yöne evrilmiştir. Peki Rönesans nedir, nasıl ortaya çıkmıştır?
Rönesans’ın Ortaya Çıkışı
Tarih belgelerinde tam olarak net bir tarih verilmez. Ancak genel geçer bir bilgi olarak 1350’li yıllarda İtalya, Floransa civarında ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Rönesans, Orta Çağ gibi karanlık bir dönemin ardından adete bir ışık gibi doğmuştur. Floransa’da meydana gelmesinin sebebi de pek tabi diğer birçok sonuca neden olan ticaret faktörüdür. Dönemin kimi aydınları bu zamanlarda ileride hümanizm olarak anılacak düşüncenin tohumlarını ekmeye başlamıştır.
Adeta hayata renk getirmek için aranan yeni düşünceler zorunlu bir hale gelmiştir. Orta Çağ’ın dogmatik anlayışı kimi alanları oldukça geriletmiş kimi alanları ise iyice bunalıma sürüklemiştir. Böylelikle gerileyen ve bunalıma sürüklenen alanlar yeniden keşfedilmeli ve yeniden doğurulmalıdır. Tam olarak da Rönesans’ı ortaya çıkaran da bu bunalmışlığın eseridir. Ticarette oldukça gelişerek dönemin zengin ülkelerinden olan İtalya, çeşitli zanaatkarlar ve sanatçılar için de oldukça verimli bir toprak haline gelmiştir. Bir arada kilisenin baskılarını üzerinden arındırmaya çalışan insanlar yeni sanat akımlarını meydana getirmiştir. Bu sayede de sanat için yeni bir dönem başladı.
Yasakların Ortaya Çıkmasıyla Rönesans’ın Sonu
Rönesans, Floransa doğup büyüdüğü için göze çarpan bir kent haline geldi. Sanatın gelişimi ile göze çarpan Floransa’nın işgal edilmesi fazla uzun sürmedi. Maalesef yine her güzel şey bir şekilde sonlandırılmak istendi. 1494 yılında Floransa kimi devletler tarafından işgal edilmeye başlandı. Şehir devletleri de savaşa girmeye başladı. Farklı birçok düşüncenin doğmasına yardımcı olan Rönesans, uzlaşımsal olmaya yardımcı olamadı ya da kimileri uzlaşmaya gitmek istemedi. Bunun sonucunda keskin düşüncelere daldı. Böylelikle savaş kaçınılmaz hale geldi. Savaşın getirdiği baskıcı ortam tabi ki de ilk önce sanatı vurdu. Takvimler 1550 yılına geldiğinde birçok sanat eseri yasaklandı ve engellendi. Böylelikle baskıcı rejimler, yeniden doğuşa bir son verdi.
Rönesans Sanatçıları
Rönesans dönemi, kendi içerisinde de dönemlere ayrılabilen bir tarihtir. Yüksek Rönesans dönemi olarak kimi tarihçiler belli bir zamanı ayırır. Bu yüksek Rönesans dönemi ise üç büyük sanatçı etrafında şekillenir. Bunlar; Leonardo da Vinci, Michelangelo, Raphael’dir. Bu üç figür de dönemin belli ruhunu yansıtmakta oldukça ustalaştı. Leonardo da Vinci, bilimin ve sanatın her dalıyla ilgilenmiştir.
Michelangelo ise yaratıcı bir şekilde sanatında duygusal ifade aracı olarak insan vücudunu kullanmıştır. Aynı zamanda çeşitli sanat dallarında da kendini özgün bir şekilde ifade etmiştir. Rapheal, klasik bir çizgide ilerleyip dönemin eşsiz mimari eserlerine imza atan büyük sanatçılardan olmuştur.
Rönesans Eserleri
Rönesans ile adını duyurmuş ve günümüzde halen adından oldukça fazla söz ettiren sanatçılar mevcuttur. Rönesans’a ait birçok mimari eser, tablolar ve heykeller; Avrupa’nın çeşitli lokasyonlarında bulunmaktadır. Rönesans eserleri çoğunlukla doğduğu ülke olan İtalya’da bulunmaktadır. Vatikan da bulunan Vatikan Müzeleri alanında birçok eser, sanat severler ile buluşmaktadır. Rönesans eserlerine kimi örnekler vermek gerekirse:
- Birth of Venus, Venüs’ün Doğuşu – Botticelli- 1485
- Mona Lisa, Leonardo da Vinci, 1503-1506
- The School of Athens, Atina Okulu – Raffaello Sanzio- 1510
- The Creatin of Adam, Adem’in Yaratılışı- Michelangelo- 1511
- Davut Heykeli, Michelangelo
Olanüstü Bir Sanat Eseri Olarak Sistine Şapeli’nin Tavanı
Michelangelo, Rönesans’ın bizlere kattığı en zeki insanlardan biridir. Sanatı ile bizlere bunu gayet açık bir şekilde anlatmaktadır. Eserleri ve eserlerinde kullandığı üslup, benzerleri arasında farkını ortaya koyar niteliktedir. Ki zaten öyle olmasa da şu an Sistine Şapeli’ni bakarken boynumuzu ağrıtıyor olmazdık. Michelangelo aynı zamanda resim, heykel, mimar, şiir gibi oldukça fazla yönde kendini geliştirmiş bir sanatçıydı.
En ikonik olan eseri ise Sistine Şapeli’ndeki tavandır. Şapel, sanat akımları ve alanları için bir merkez oluşturmaktadır. 1470’lerden günümüze varlığı sürdürmesi ise çok büyük şanstır. Sistine Şapel’in tavanı 33 farklı bölüme ayrılmıştır. Her bölümde ise farklı dini sahne resimlendirilmiştir. Resimler, birçok sanat okuyucu tarafından oldukça farklı yorumlanmaktadır. Sanırım sanatın da bizleri en çok çeken kısmı da bu olsa gerektir. Rönesans nedir? sorusunu mutlaka bilmeniz gerekmektedir.