Ontoloji Nedir?
“Bana bu masanın var olmadığını kanıtlayın” cümlesini çoğumuz duymuşuzdur. Lise dönemi felsefe derslerinin ve düşündürmeyi seven felsefe öğretmenlerimizin sıklıkla tercih ettiği bir sorudur. Bu fikir, bizleri bugün “Ontoloji nedir?” sorusunun cevabına götürebilir.
“Ontoloji nedir?” sorusu bizleri derin bir düşünce denizinin içine iter. Yıllardır bu alanda çalışan filozoflar bile ontolojik araştırmalarında ikileme düşmüşlerdir. Öyle ki kimisi varlığın gerçekten var olduğuna inanırken, diğer bir kesim hiçliği savunmuştur.
Ontoloji kelime kökenine baktığımızda Grekçe varlık anlamına gelen “On, Ontos” ile söz, konuşma, akıl ya da bilgi gibi anlamlar taşıyan “logos” kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Bu sebeple ontolojinin varlık ile ilgili bir bilgi arayışı ya da varlık hakkında söylem geliştirmek için çalışmaktadır, diyebiliriz.
Ontoloji Hangi Konuları İnceler?
Ontoloji ya da varlık felsefesi adı üzerinde varlığı konu alan bir felsefi bilim dalıdır. Varlığın kendisi, türleri ve sınıflandırmasıyla ilgilenmektedir. Varlığı tıpkı masa örneğinde olduğu gibi var olma niteliğine bakarak açıklamaya çalışır. Temelinde var olan varlıkların bilgisine varmaya çabalar. Bir şeyin var olduğunu yalnızca fiziksel anlamda değerlendirir, bu nedenle metafizik ağırlıklı bir alan olarak kabul edilir. Bu şey bir ruh, bir idea, bir hayvan ve hatta bir masa olabilir.
Tüm bu “şey”lerin dünya üzerinde oluşu, durumu, ağırlığı ve sebebi vardır. Ontoloji varlıkların özündeki bu bilgiye erişmek amacını güder. Böylece temel varlık bilgisi ortaya çıkacaktır. Bu bilgiye erişildiğinde ise varlığın varlık olmasının maddesel özelliklerinden çok daha öte bir hal olduğu fark edilir. Örneğin ontoloji anlayışına göre varlığı varlık yapan şey, zamandır. Ve var olan şey zamansal olandır. Varlığı tüm haliyle kabul edip tanımladıktan sonra zamansal oluşunu da eklersek zaman olmadan herhangi bir şeyin var olamayacağını da söyleyebiliriz.
Varlığın maddesel ve ruhsal anlamda varlığını, varoluşunu ya da varlığın var olduğu ve varlığın var olmadığı konularını tartışmaktadır.
Ontoloji Bilimi Filozofları Kimlerdir?
Ontoloji kendi içerisinde düşündüren sorulardan oluşmaktadır. Şimdiye dek birçok filozof ontolojinin ne olduğu hakkında tanımlamalar yapmıştır. Bu isimler arasında fikirlerini takip ettiğimiz ve kitaplarını okuduğumuz birçok örnek bulunmaktadır. Ontoloji ile ilgilenen filozoflardan bazıları şunlardır:
- Aristoteles,
- Heraklitos,
- Martin Heidegger,
- Bertrand Russell,
- Birûni,
- Friedrich
- Nietzsche,
- Jean-Paul Sartre.
Bu isimler ontoloji üzerine yaptıkları araştırmalar ve okumalar sırasında birçok kez ayrı düşmüşlerdir. Ontoloji bilgilerini yazıya döktüklerinde ise ortaya iki zıt kutup çıkmıştır: Varlığın aslında olmadığını savunanlar ve varlığın var olduğunu savunanlar.
Tüm bu anlatılanlara bakarak ontoloji karmaşık bir alandır, diyebiliriz. Fakat kafa karıştırıcı gibi görünmesine karşın ontolojinin ne olduğunu bilmek ve ontolojinin uygulamalarını yerine getirmek sosyal bilimler açısından oldukça önemli görülmektedir.
Varlık Varlığını Kabul Eden Görüş
Varlığın var olup olmadığı ile ilgili tartışmalar eski çağlardan beri devam etmektedir. Ontoloji hakkında düşüncelerini ifade ederken varlığın var olduğunu savunan filozoflar realizm (gerçekçilik) görüşünde kabul edilmektedir. Platon ve Aristotales realizmin kurucusu olarak adlandırılmaktadır. Bu isimler varlığın var olduğunu kabul ederken gerçeğin bireysel değil, çoğunluğa ait olduğunu söyler. Fakat unutulmamalıdır ki, çoğunluk olması için bireylerin olması gereklidir. Böylece nesnelerin insan zihninden bağımsız var olduğunu ancak insan zihni olmadan da var olamayacağını savunmaktadırlar.
Antik çağda temellenen bu anlayış maddenin felsefi anlamda ve madde şeklinde varlığı olarak ikiye ayrılır. Felsefi gerçeklik Platon tarafından ruhçu gerçeklik olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla ruh ve düşünce gibi bilinen veya hissedilen idealar dünyasındaki varlığın var olduğu anlatılmaktadır. Ruhun varlığı gözle görülmez ancak insan zihniyle bilinir.
Varlığın madde olarak varlığını savunmak için ise evrende yer kaplayan bir hacmi ve kütlesi olan nesnelerden bahsedilmektedir. İnsan zihni düşünce üretiminde bu madde dünyasından etkilenmektedir. Dış dünyadaki varlıkların varlığını öğrenir ve böylece zihin düşünce üretimine geçer. Bir nevi zihin ve eşya özdeşleşmiştir.
Varlığın Var Olmadığını Savunan Görüş
Ontolojik açıdan eşyanın varlığını tartışırken bir yokluk veya hiçlik kapısını çalanlar da olmuştur. Bunlar arasında bilinen en ünlü isimler Nietzsche ve Heidegger’dir. Hiççilik, nihilizm ya da yokçuluk düşüncesinin temsilcilerinden kabul edilmektedirler. Bu düşünceye göre tüm ruhani ve maddesel varlıkların varlığını reddederler.
Hegel, Lao Tzu, Laozi ve Konfüçyüs’ün temsilcileri olduğu Taoizim de varlığın aslında var olmadığını savunmaktadır. Taoizm ilk kez Antik Çin’de Dao öğretisi olarak ortaya çıkmıştır. Laozi ve Çuangzi’nin öncülüğünde kurulmuştur. Varlığın bir yokluktan var olduğunu kabul eder. Bu görüşten yola çıkararak, tıpkı hiççilikte de olduğu gibi, dini ve diğer tüm inançları da reddetmektedir.
Dilerseniz Liberalizm nedir? sorusunu cevapladığımız içeriğimizi de ziyaret edebilirsiniz.
Nitekim varlığın ne olduğu, ne olabileceği veya varlığın gerçekten var olup olmadığı ontolojik araştırmaların temel ilgi alanları olagelmiştir. Literatüre baktığımızda açıkça görülüyor ki varlık hakkında fikirler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ontoloji nedir? sorusunu cevapladığımız içeriğimiz bu şekildeydi.