Dezintegratif Bozukluk (Heller Sendromu) Nedir?
Normal gelişim dönemini izleyen yıllar içerisinde, belirli yaş aralıklarında kazanılmış becerilerin kaybedilmesi, ‘’Dezintegratif Bozukluk nedir?’’ sorusunun cevabını meydana getirmektedir. Bu hastalığın oluşmasında, aile bireylerinden gelen kalıtsal bir özellik ya da bir hikaye bulunmamaktadır. Hastalığın başlangıcı, yaş tanısı açısından en önemli özellik olarak karşımıza çıkacaktır. Belirtiler 2 yaşına kadar normal giden büyüme evresinde görülmemekte, 10 yaşından önce ortaya çıkmaktadır.
Dezintegratif Ne Demek?
Dezintegratif, 2 yıl boyunca kendini göstermez ve çocuklar son derece normal bir tutum sergiler. Fakat ilerleyen yıllarda, 2 yaş ile 10 yaş arasında, kazanılmış genel becerilerin önemli ölçüde yitirildiği görülür. Ortaya çıkan bu hastalık, Dezintegratif olarak tanımlanmaktadır. Yitirilen beceriler, hastalık tanısına göre belirli bozukluklardan meydana gelmektedir. Hastalık ya da bozukluk ile birlikte tespit edilen ve yitirilen beceriler şu şekilde sıralanabilir.
- Dil becerilerinin aniden kaybedilmesi
- Alıcı dil becerilerinin ortadan kaybolması
- Sosyal becerilerin yitirilmesi
- Kendine bakabilme, kendi kendine yetebilme yeteneğinin ortadan kalkması
- Tuvaletini tutma özelliğinin kaybedilmesi
- Oyun becerilerinin devre dışı kalması
- Motor becerilerin yok olması
Bu belirtileri gösteren çocukların, mutlaka profesyonel destek alması ve uzun süreli bakıma tabi tutulması gerekmektedir.
Yitirilen becerilerin dışında, gelişimsel bozuklukların da görülmesi mümkündür. En sık görülen gelişimsel bozukluklar ise aşağıdaki gibidir:
- Otistik bozukluk
- Reet bozukluk (El hareketlerinin yitirilmesi, el yıkama becerisinin kaybolması, olağan hareketlerde değişkenlik, konuşma yetisinin kaybolması, elini ısırma, vurma ve yalama gibi el hareketlerinin ortaya çıkması)
- Asperger Sendromu (Sosyal etkileşimlerde bozukluk, bilişsel gelişimde bozukluk, yaşa uygun tarzda öz bakım becerilerinde bozukluk, motor sakarlık seviyesinin görülmesi)
- Yaygın gelişimsel bozukluk (Motor becerilerinde güçlük çekilmesi, sakarlık görülmesi, kesici ve benzer aletleri kullanmada sorun yaşama, spor aktivitesinde başarılı olamama, el yazısını yazamama)
Sık görülen gelişimsel bozukluklar içerisinde, şizofren veya otizm şeklinde bir öykü bulunmamaktadır. Doğumdan sonra minimum 2 yıl süre ile görünüşte normal bir gelişim yaşanmakta ve bahse konu tüm belirtiler, 10 yaşından önce başlamaktadır.
Dezintegratif Bozukluk Tedavisi
Bu sendroma yakalanmış çocukların tedavi sürecine yönelik değerlendirme ve takip sistemi, mutlak suretle dikkate alınmalıdır. Dezintegratif bozukluk tedavisi genel olarak şu şekilde ilerler:
- Özel eğitim imkanı sağlanmalıdır.
- İşlevleri etkileyen sorunlar veya ortaya çıkan olumsuz durumlar, alanında uzman doktorların tıbbi önerileri ile birlikte ilaçla tedavi edilmelidir.
- Psikiyatrik bozuklukların tedavisi için uzmanlara başvurmak gerekir.
- Aile bireylerinin, anne ve babanın, özellikle ebeveynlerin çocuğun eğitimi ile ilgilenmesi gerekecektir.
- Sağlıklı bir bağ kurulmalı; aile, çocuk, hekim ve okul arasında sıkı bir işbirliği sağlanmalıdır.
Genel anlamda hastalığa yakalanan çocukların tedavisine yönelik kalıcı bir uygulama bulunmamaktadır. Bu sendroma tabi olan çocukların, uzun süreli bakıma ihtiyaç duydukları kaçınılmaz bir gerçektir. Mutlaka paylaşılan yöntemlerin izlenmesi ve terapi almaları gerekmektedir. Bununla birlikte gerekli görülmesi halinde ilaç tedavisi uygulanması da mümkündür.
Dezintegratif Bozukluk Diğer Adı
Dezintegratif Bozukluk terimi yaygın olarak kullanılsa da bu durum, Heller Sendromu olarak da adlandırılır. Genel olarak tanı konması için uzman hekimlerin görüşlerine başvurmak gerekir. Gerekli tetkiklerin yapılması halinde hastalığın seyri ölçülür ve tedavi sürecine karar verilir.
Dezintegratif Bozukluk Otizm
Heller Sendromuna maruz kalmış çocuklarda, Otistik Bozukluk tanısı mutlaka çocuk, ergen psikiyatrisi tarafından konulmalıdır. Otizm bozukluğunun belirtileri genel olarak aşağıda sıralanmıştır.
- Toplumsal etkileşimde nitel bozulma özelliği devreye girebilmektedir.
- Sosyal oyunlarda gerileme görülür.
- Sosyal iletişim ve etkileşim becerilerinin gelişiminde gecikme yaşanabilir.
- Davranışlarda sınırlı karakteristik özelliklerin ortaya çıkması da muhtemeldir.
Konuşmanın başlamaması, okul öncesi çocuklarda en sık görülen davranış biçimidir. Dil gelişiminde büyük eksiklikler yaşanmaktadır. Anlamsız sesler çıkarılması, alıcı dil becerileri ve anlama yeterliliğinin konuşmalarından daha önce gelişmesi, birçok şeyi anlamadan söylemesi, Otizm Bozukluk olarak değerlendirilebilir.
Damak Neden Ağrır? sorusunu cevapladığımız içeriğimizi de inceleyebilirsiniz.
Bu tanı konulmuş çocukların yaklaşık %50’si, hiçbir zaman yeterli bir konuşma düzeyine sahip olamamaktadır. Anlamlı sözel ilişkiye girme yetisi ortadan kalkmaktadır. Ancak özel olarak seçilen sözcükler ile şarkıların söylenmesi gibi bir tedavi süreci izlenebilir. Tam anlamıyla tedavisi olmasa da uzman kontrolünde eğitim gören çocuklarda ciddi bir iyileşme kaydedilebilir.