Çiçek Hastalığı
Türkçede bilinen adıyla çiçek hastalığı, Variola Virus denilen bir virüs türünün neden olduğu ciddi ve yaşamı tehdit eden bir hastalık türüdür. Hastalık, vücutta iltihap dolu kabarcıklar şeklindeki yaralarla kendisini gösterdiği için bu adı almıştır.
Çiçek hastalığı genellikle su çiçeği ile karıştırılsa da ondan farklı bir sağlık sorunudur. En önemli fark ise çiçek hastalığının çok daha ciddi bir sağlık problemi olmasıdır. Bazı uzmanlar, çiçek hastalığının, yüzyıllar boyunca diğer tüm bulaşıcı hastalıkların toplamından daha fazla insanı öldürdüğünü söylemektedir. Dünya çapında yapılan aşılama sonucu, çiçek hastalığının yayılmasının önüne yıllar önce geçilebilmiştir. Son vaka 1977’de rapor edilmiştir.
Günümüzde Çiçek Hastalığı
Yaklaşık 3000 yıl öncesinden Variolo Virüsün neden olduğu çiçek hastalığının görüldüğü tahmin edilmektedir. Ancak 1980 yılında, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), çiçek hastalığının artık dünyada görülmediğini bildirmiştir.
1970’lerin sonlarından bu yana, herhangi bir teyit edilmiş çiçek hastalığı vakası olmamıştır. 1796’da İngiliz doktor Edward Jenner, insanları çiçek hastalığından korumanın bir yolunu keşfetmiştir. Böylelikle ilk çiçek hastalığı aşısı geliştirilmiştir.
1960larda Dünya Sağlık Örgütü’nün öncülük ettiği bir aşılama çalışması başarı göstermiştir. ABD, 1972’de rutin bir şekilde gerçekleştirilen aşılamayı durdurmuştur. Ancak aşı hala askeri alanlarda ve diğer yüksek riskli gruplarda kullanılmaya devam ediyor. Bununla birlikte ABD son yıllarda çiçek aşısı tedarikini artırmıştır. Bunun nedenlerinin en önemlisi de biyolojik savaş tehdididir.
Aşı, yan etkileri nedeniyle bazı insanların hastalanmasına neden olmuştur. Bu yüzden tıp dünyası, genel bir aşılama yerine, hastalık riski en yüksek olan gruplar için aşıyı elinde bulundurmayı tercih ediyor.
Çiçek Hastalığı Belirtileri
Birisi çiçek hastalığına yakalanırsa, semptomların gelişmesi 7 ila 17 gün arasında sürebilir. İlk başta çiçek hastalığını ayırt edecek bariz bir semptom görülmemektedir. Ancak semptomların başlamasından 2 ila 3 gün sonra hastalığın ayırt edici özellikleri ortaya çıkmaktadır. Hastalık sırasında vücutta genellikle yüzü, bacakları ve kolları etkileyen bir döküntü gelişir. Döküntüler, irinle dolup üzeri kabuklanan kırmızı izlerle başlar. Zamanla kabuklar gelişir ve yaklaşık 3 ila 4 hafta sonra düşer.
Çiçek hastalığı insandan insana çok kolay yayılır. Meydana gelen semptomlar grip benzeridir.
- Yüksek ateş
- Halsizlik
- Baş ağrısı
- Sırt ağrısı
- Düz kırmızı yaraları olan bir döküntü
- İlerleyen aşamalarda vücutta görülen iltihaplı yaralar
Çiçek Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Ne yazık ki çiçek hastalığının bilinen bir tedavisi yoktur. Ağrı veya ateş için kullanılabilecek ilaçlar semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Ancak bu tip ilaçlar hastalığı tamamen ortadan kaldıramaz. Hastalığa yakalanan insanlardan bazıları iyileşirken bazıları hayatını kaybedebilir. Ayrıca hastalığı atlatarak iyileşenlerde, hastalık kalıcı hasarlara neden olabilir. Körlük ve kalıcı yara izleri bu hasarlardandır.
Antibiyotikler de virüslere karşı çalışmazlar, sadece bakterilere karşı etkilidirler. Bu nedenle onları almak çiçek hastalığı olan birine yardımcı olmaz. Çiçek hastalığının yayılmasına karşı tek etkili silah aşıdır. Aşı aracılığıyla bağışıklık kazandırma, çiçek hastalığıyla daha önce başarıyla mücadele etmiştir. Aşı, gerekli olması halinde gelecekteki salgınları durdurmaya yardımcı olabilir. Araştırmacılar ayrıca çiçek hastalığı için başka tedaviler geliştirmek amacıyla da çalışıyorlar.
Aşılar Çiçek Salgınını Durdurabilir mi?
11 Eylül 2001’deki terör saldırıları ve aynı yıl şarbon korkusundan sonra, ABD hükümeti birkaç şirketten tekrar çiçek aşısı üretmeye başlamalarını istedi. Bugün, bir çiçek hastalığı salgını durumunda Amerikan halkını korumaya yetecek kadar aşı üretilmiş durumda.
Şu anda Amerika’da halk sağlığı görevlileri, çiçek hastalığı ile ilgili hızlı bir müdahale planına sahip haldedir. Yani insanların şu anda aşı olması gerekmese de ihtiyaç duyulması halinde aşılanma başlatılabilir. Tabii her ülke, vatandaşlarını koruyacak çiçek aşısı stoğuna sahip değildir.
Tüm bunların yanında hastalığa neden olan virüs tamamen ortadan kaldırılmış değil. İki araştırma laboratuvarı hala az miktarda virüsü elinde tutuyor. Uzmanlar, biyoteröristlerin virüsü hastalık yaymak için kullanabileceğinden endişe duyuyor.
Hala Çiçek Hastalığı Hakkında Endişelenmeli miyiz?
Çiçek hastalığı enfeksiyonu yıllar önce ortadan kalkmış olsa da hastalığa neden olan variola virüsünün örnekleri laboratuvarlarda bulunmaktadır. Bazı insanlar, bu saklanan virüs örneklerinin tehdit olduğunu düşünmektedir. Biyoteröristlerin bu virüslere erişmeye çalışabilecekleri ve böylelikle virüsü yayabilecekleri endişesi de gündeme gelmektedir.
Teröristlerin çiçek hastalığını biyolojik bir silah olarak yayma olasılığı hakkında konuşulmasına rağmen diğer taraftan bunun asla mümkün olmadığını savunanlar da vardır. Buna göre olası bir saldırı için biyoteröristlerin virüs örneklerine erişmesi gerekmektedir. Ancak virüsü elinde tutan birkaç araştırma laboratuvarında onları korumak için gerekli güvenlik önlemleri alınmaktadır. Ayrıca bir grubun tespit edilmeden büyük miktarda variola virüsü üretebilmesi için uzun zamana ihtiyacı vardır.
Dilerseniz SMA Hastalığı Nedir? sorusunu cevaplamış olduğumuz içeriğimize hemen erişebilirsiniz.
Ayrıca olası bir biyolojik saldırı tehlikesi karşısında aşının da işe yarayabileceği savunulmaktadır. Bu teoriye göre, çiçek hastalığı aşısı ayrıca hastalığın yayılmasını da önleyebilir. Çünkü aşı şunları yapabilir:
- Virüse maruz kaldıktan sonra hızlı bir şekilde aşılanırlarsa, insanların enfekte olmasını önlemek,
- Birkaç gün içinde aşılanırlarsa, enfekte olan kişilerde hastalığın şiddetini azaltmak. Çiçek hastalığının belirtilerine ve tedavisine değindiğimiz içeriğimiz genel olarak bu şekildeydi.