Şerh Ne Demek?
Şerh, günümüzde iki ayrı dalda kullanılabilen insanlık tarihinin oldukça eski kelimelerinden birisidir. Bundan ötürü “şerh ne demek” diye farklı alanlarda farklı anlamlara rastlayabilirsiniz. Türk Dil Kurumu (TDK), şerh kelimesini ilk olarak “açma, ayırma” olarak tanımlıyor. İkinci ve daha çok kullanılan anlamı ise, “bir anlatım veya kitabı açıklama, yorumlama” olarak görülebilir. Bunlar dışında bağlantılı olarak açık ve ayrıntılı anlatma ile bir şeyi açıklama amacıyla yazılmış kitap anlamları bulunsa da bu anlamlar çok az kullanılmaktadır. Şerh kelimesinin iki ayrı dalda kullanılabilmesi ise birden fazla anlamı olmasından kaynaklanıyor. Bu iki ayrı dalı da bir hukuk terimi olarak şerh ve bir edebiyat terimi olarak şerh olarak ifade edeceğiz.
Bir Hukuk Terimi Olarak Şerh
Hukukta şerh, taşınmaz mallara ve mülklere ilişkin tapu sayfalarında kullanılmaktadır. Yasaların yetki verdiği ölçüde sayfalardaki şerh sütunlarına konulan şerhler bu alanda bildirme anlamına geliyor. Günlük hayatımızda da en çok tapu işlemleri sırasında karşımıza çıkan şerh işlemi, taşınmazların aktarım haklarının yasaklanması ya da kısıtlanmasıyla alakalı olabileceği gibi kişisel hakların güçlendirilmesi amacıyla da yapılabilir. Tapu kütüğünde yer alan şerh beyanları ile mülkiyet hakkı daraltılabiliyor ya da azaltılabiliyor.
Şerh konulması yani bildirim yapılmasının yararı, taşınmaz mallar ya da mülkler üzerinde sonradan hak sahibi olmuş kişilere karşı ileri sürülebilmesinden gelmektedir. Yani şerh kafanıza göre koyabileceğiniz bir şey değildir. Şerh konulabilmesi için gerekli kişisel hakların oluşması, gayrimenkul sahibinin tasarruf isteğini kısıtlayıcı işlemler yapılması ve geçici tescil gibi durumlar oluşması gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken kişisel hakların bilinmesidir.
Kişisel Haklar Nedir?
Kişisel haklar, tapu kütüklerine koyacağınız şerhlerde size ait olan yetkileri temsil etmektedir. Bu açıdan da şerh anlamında oldukça önemli bir yeri bulunuyor. Aşağıda şerh olarak koyulabilecek kişisel haklardan bazıları yer almaktadır:
- Satış Vaadi: Bu şerh ile birlikte hak sahibi kişi, ileri bir tarihte önceden belirlenmiş şartlara göre taşınmaz malını ya da mülkünü satın alma hakkına sahip olur.
- Önalım Hakkı: Bu şerh ile birlikte hak sahibi kişi, taşınmazın satılacağı bir durum oluşması halinde öncelikli olarak satın alma hakkına sahip olur.
- Alım Hakkı: Bu şerh ile birlikte hak sahibi kişi, konuya ilişkin taşınmazı yapılan anlaşma gereğince tek taraflı olarak satın alma hakkına sahip olur.
- Gerialım Hakkı: Bu şerh ile birlikte hak sahibi, devretmiş olduğu malı yapılan anlaşma gereğince tek taraflı olarak geri satın alma hakkına sahip olur.
- Alacak Hakkı: Bu şerh ile birlikte hak sahibi (örneğin kiracı), gayrimenkulün sahibi değilse bile aynı şartlar altında sözleşmesinin (örneğin kira sözleşmesi) devam ettirilmesi hakkına sahip olur.
Kişilerin, hukuksal işlemleri sırasında kanuni olarak açık bir şekilde belli olmayan durumlarda şerh işlemlerine başvuramaması kişisel hakların kullanımında dikkat edilmesi gereken bir noktadır.
Bir Edebiyat Terimi Olarak Şerh
Şerh bir edebiyat terimi olarak asıl anlamına daha yakındır. Arapça kökenli kelime aslen “açmak, yarmak, genişletmek, açıklamak ve izah etmek” gibi anlamlarda kullanılıyor. Ülkemizin edebiyat ve kültüründe bolca kullanılan şerh terimi haşiye, talika, tefsir gibi türlerin yanında yer almaktadır. Bu türler kullanım farklılıklarına göre değişse de tefsir ile birlikte şerh en çok kullanılanlar olarak karşımıza çıkıyor. Bir eseri, bir risaleyi ya da yazıyı daha anlaşılır bir hale getirmek için kaleme alınan yazılara ve hatta eserlere şerh denmektedir. Şerh yazan kişiler şarih diye anılır. Edebiyatımızda bolca şerh yazısı ve eseri bulunuyor. Ancak çok farklı konularda yazılmış olan şerhlerin birçoğunun tespiti bile henüz yapılmamıştır.
Yazılış sebeplerinden ötürü şerhlerin edebiyat tarihindeki önemi hemen anlaşılabilir. Bazı şerhlerin sadece yazarların isteği doğrultusunda kendi bildiklerini anlatmak için yazıldığı da görülebilir. Ancak asıl önemli nokta, Arap ve Fars Edebiyatı için yazılmış eserlerin bazıları, onlar hakkında yazılmış şerhler sayesinde anlaşılıyor olmasıdır. Aynı zamanda şerhler, yazıldıkları dönemin sosyal olaylarından izler taşımaktadır. Kullanılan dilin gramer bilgileri ve dil özellikleri de ortaya çıkan bir diğer fayda olarak görülebilir. Bu şekilde şerhlerin incelenmesi yoluyla edebiyata kazandırılması üzerinden edebiyat tarihimizin daha doğru anlaşılması sağlanıyor.
Dilerseniz Kümülatif Ne Demek? sorusunu cevapladığımız içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.
Şerhlerin Özellikleri
Şerh olarak yazılmış eserlerin isimleri genel olarak asıl eserin başına şerh eki getirilerek ortaya çıkmaktadır. Şerh-i Divan-ı Hafız ya da Şerhu Fususi’l-Hikem eserlerini bu duruma örnek verebiliriz. Manzum ya da mensur eserlere yine manzum veya mensur olacak şekilde şerh yazılmaktadır. Ancak edebiyatımıza baktığımızda daha çok mensur şerhlerin yazıldığı görüyoruz. Bununla birlikte yazılan şerhlerin ve şerh yazılan metinlerin uzunluğu konusunda da herhangi bir sınır olmadığı düşünülüyor. Bazen bir beyitin ya da bir beyitte geçen kelimenin sayfalarca şerh edildiği görülebilmektedir. Bazen de ciltler uzunluğunda bir esere şerh yazılabiliyor. Şerhler Osmanlı dünyasının önemli bir parçasıdır. Dolayısıyla Osmanlı zamanında eserlerde bolca Türkçe, Farsça ve Arapça kullanılmıştır. Buna uygun olarak Arapça, Türkçe ve Farsça şerhlere de yoğun olarak rastlanılmaktadır. Şerh ne demek? sorusunu cevaplamış olduğumuz içeriğimiz genel olarak bu şekildeydi.